George Adamson için rutin bir görev olsa da etrafında heyecanla olayları anlatan yerliler çok tedirgindi. Görünen o ki Kenya’nın kuzeyindeki bölgede 1956 yılının başından beri terör estiren erkek aslan insanların huzurunu epeyce kaçırmıştı. Kenya Milli Parkları için çalışmaya başladığı 1938 senesinden beri Adamson’ın kaçak avcılar dışındaki en önemli görevi insanlara veya evcil hayvanlara saldıran aslanları avlayarak saf dışı bırakmaktı. Yerlilerin tarif ettiği iki insan boyundaki erkek aslanın yelesi anlatılanlara göre uzaktan bakıldığında güneş kadar büyük ve yuvarlak görünüyordu. Adamson her an aslana yem olma endişesiyle yaşayan yerlilerin anlattıklarının çok abartılı olduğunu bilse de hemen hazırlıklara başladı. İki yardımcısı ile birlikte bir haftalık erzak ve yeterince mühimmat ile iki gün sonra yola koyuldu.
Erkek aslan // Burak Doğansoysal (c) Canon 5d MkII + Canon 100-400mm f4.0 - 5.6 IS |
Adamson’ın sorumlu olduğu kuzey
Kenya’da büyük aslan grupları vardı ancak ormanlık ve kayalık arazi yüzünden iz
takibi oldukça zordu. Yerlilerin tarif ettiği bölgede aramalara başlayan ekibin
“insan
avcısı” devasa erkek aslanın izini bulmaları tam üç günlerini aldı.
Adamson çok tecrübeliydi ve tecrübeyle pekişen altıncı hissi dikkatli olmaları
gerektiğini söylüyordu. Adamlarından tetikte olmalarını istedi. Birbirlerine 20
adım mesafe ile yan yana yürüyen avcılar önlerindeki kayalıkları yeni
aşmışlardı ki çalıların arasından şimşek gibi fırlayan aslanı göremediler.
Sessizliği yaran gürlemesi ile ortadaki adamını, üzerine atlayan aslandan korumak
için refleks ile bir el ateş etti Adamson. Aslanı vurduğuna emindi zira aslanın
saldırdığı adamı kurtulmuş, aslan ise inlemeye benzer bir ses çıkartmış ve
arkasında kan izleri bırakarak çalılara dalmıştı.
Kenya'nın kuzey bölgesi içinde yer alan Samburu // Burak Doğansoysal (c) Canon 30d + Canon 400mm f5.6 |
Aradıkları aslan bu değildi;
Adamson’ın nefsi müdafaa ile vurduğu aslan dişiydi ama en az yerlilerin tarif
ettiği kadar korkunç ve saldırgandı. Saldırıdan hafif yaralarla kurtulan avcıyı
da yanlarına alarak izleri takip etmeye devam ettiler. Yaralı ve çaresiz bir
aslanın avın hedefindeki erkek aslan kadar tehlikeli olacağını biliyorlardı ve bu
yüzden maalesef başladıkları işi bitirmeleri gerekiyordu. Arkasında ayak izi ve
tüy dışında kan izi de bıraktığı için avcılar aslanın saklandığı kayalıkları
kolaylıkla buldurlar. Adamson temkinli bir şekilde kayalara yaklaştı ve
silahının namlusunu kayaların arasından sokarak bir el ateş etti. Acı bir
çığlığın ardından kayalardan fırlayan aslan Adamson’a saldırmak üzereydi ki
arkada tetikte bekleyen avcı can havliyle son saldırısını yapan aslanı havada
vurdu. Dişi aslan yeri titreten bir şiddetle Adamson’ın ayaklarının dibine
düştüğünde çoktan ölmüştü. Avcılar derin bir nefes aldılar…
Erkek aslan // Burak Doğansoysal (c) Canon 5d MkII + Canon 500mm f4.0 IS |
Adamları koşarak Adamson’ın
yanına geldiklerinde aslan saldırısından kıl payı kurtularak hayatta kalmış bir
adamın yüz ifadesi yerine son derece üzgün ve gözlerinden yaşlar akan bir
adamla karşılaştıklarında çok şaşırdılar. Adamson aslanın yanına çökmüş boş
gözlerle aslana bakarak kafasını okşuyordu. Görevi hayvanları korumak olan
birinin mecburen öldürdüğü aslan için tuttuğu yastan fazlası vardı Adamson’ın
bakışlarında. Neden sonra adamları da gördüler; avcılara saldıran aslanın
memeleri uçlarından sızacak kadar süt doluydu. Cesur annenin saldırganlık
sebebi aylarca karnında taşıyıp büyütmek için can attığı yavrularını koruma
içgüdüsüydü.
Dişi aslan ve yavruları // Burak Doğansoysal (c) Canon 5d MkII + Canon 100-400mm f4.0 - 5.6 IS |
Sütten kesilmemiş yavruların
anneleri olmadan hayatta kalma şansı olmadığı için derhal yerlileri de
yanlarına alarak bir arama ekibi kurdular. Annenin yavruları saklayabileceği
her taşın altına, her çalının dibine bakan ekip 2 gün sonunda kayaların
arasındaki bir oyukta henüz sadece 1-2 haftalık, gözleri bile daha tam
açılmamış 3 yavru buldular. Anneyi vurmanın hüznünü henüz üzerinden atamamış
olan Adamson’ın içine yeniden umut dolmuş, yavruları da yanına alarak evinin
yolunu tutmuştu.
Yavru aslan // Burak Doğansoysal (c) Canon 5d MkII + Canon 100-400mm f4.0 - 5.6 IS |
Adamson’ın Land Rover’ı aynı
zamanda karargahı olan çiftliğin kapısından her zamankinden hızlı, tozu dumana
katarak girdiğinde tüm çalışanlar ile birlikte büyük aşkı Joy da dışarı
çıkmıştı. Kenya’da göreve başladıktan sonra tanışıp altı sene sonra da
evlendiği Joy Adamson, botanik uzmanı, doğa koruma sevdalısı ve doğada gördüğü
türleri resmeden iyi bir ressamdı. Heyecanla arabadan inip koşarak Joy’un
yanına geldi George Adamson. Normalde safariden döner dönmez ilk işi Joy’u öpmek
olurdu ama bu defa kolundan tutarak jipin yanına sürükledi sevgilisini. Joy
arka koltukta ufacık çakır gözleriyle şaşkın şaşkın bakan üç yavru aslanı
gördüğünde ellerini ağzına götürdü, nefesini tuttu ve belli belirsiz bir çığlık
attı. Arka kapıyı açtı, aslanları kucağına aldı ve hemen oracıkta isimlerini
koydu: Big One, Lustica ve Elsa…
Joy ve George Adamson’ın
hayatları aslan yavruları çiftlik topraklarına ayak bastığı anda sonsuza dek
değişmişti…
Devamı haftaya...
Dişi aslan ve yavruları // Burak Doğansoysal (c) Canon 5d MkII + Canon 100-400mm f4.0 - 5.6 IS |
Düşünce içinde okudum. Heyecan ile devamını bekliyorum.... Eline sağlık Burak Hocam...Ülkemizden bir fotoğrafçının bizi uzak topraklardaki doğaya yaklaştırması ve anlatıcısı olması ayrı bir zevk....tekrar eline sağlık...sevgilerimle.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sevgili Serkan. Biriktirdiğim anıları, hikayeleri fırsatım oldukça her hafta paylaşacağım. Sevgiler...
SilNasıl okumaya başladığımı bile anlayamadan bir çırpıda okudum ve bitirdim. Dokunaklı ve sürükleyici bir hikaye. Hikayeye eşlik eden fotoğraflarınız da çok güzel. Kara kıtaya götürdünüz bizi. Devamını okumak için sabırsızlanıyorum...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Ali Bey, mutlu ettiniz. Pazartesi gününe kadar bekleteceğim maalesef :) Sevgiler...
SilNe kadar heyecan verici bir öykü, Burak kalemine sağlık, çok beğendim, oğluma da okutturacağım. selamlar...
YanıtlaSilOğuz Abi çok teşekkür ederim. Umarım oğlun da beğenir. Sevgiler...
SilEeee.... ben şimdi haftaya kadar nasıl bekleyeceğim? Dur sana bi telefon edip, devamını dinleyeyim...:)
YanıtlaSilTorpil yok; herkes bekleyecek :)) Çok teşekkürler Ahmet Abicim, sevgiler...
SilSevgili Burak , orada müzede arabanın yanında ve kafesin yanında anlatırken bu kadar çok nefesimi tuttuğumu hatırlayamadım. Gerçekten inanılmaz bir hikaye idi ve devamı için bekleyeceğim.Sevgilerimle
YanıtlaSilCavit Abicim çok teşekkür ederim. Orada yeterince etkili anlatamamış olabilirim; karınca saldırısına maruz kalmıştık biliyorsun :))) Sevgiler...
SilBen heyecana gelemem:) 3 bölüm tamamlanınca hepsini birlikte okuyacağım. İlk paragraflardan anlaşılıyor ki şimdiye kadarki en etkileyici, en güzel yazın demem için 3ncüyü beklememe gerek yok. Selamlar, sevgiler.
YanıtlaSilÖmer Abi'cim çok teşekkürler. Umarım 3 yazılık seriyi beğenirsin... Sevgiler.
Sil